SUNUCU DEĞİŞİKLİĞİ NEDENİYLE SİTEMİZDE YER YER AKSAMALAR YAŞANMIŞTIR.. Şu anitibari ile sitemizi kararlı çalışmaktadır.

TARİH İLE EDEBİYATIN İLİŞKİSİ
‘Bilinç, geçmişi korumak ve geleceği tasarlamak demektir.’ Bergson “M illetlerin önemli kuvvet kaynaklarından biri de tarihleridir. Tarih, milletin ortak karakter ve değerlerini gösterir. Toplumlar, millet olarak varlıklarını devam ettirebilmek için tarihlerine dayanmak zorundadırlar. Tarih, millette kök duygusunu uyandırır. Bu duygu, birey veya toplumda bir millete mensubiyet bilincini canlı tutar ve onu derinleştirir. Birey ve toplum, en uzak geçmişten sonsuz geleceğe doğru akıp giden zaman...

MUALLİM NACİ’NİN ISTILAH T-I EDEBİYYE’Sİ
Türk edebiyatında retorik ve poetikayla ilgili olarak pek çok eser yazılmış, halen de yazılmaya devam etmektedir. Bu sohbetimizde konuyla ilgili üç eserden bahsedeceğiz. Bunlar; Ahmet Cevdet Paşa’nın, Belâgat-ı Osmâniyye’si, Recâizâde Mahmud Ekrem’in Talim-i Edebiyat’ı ile Muallim Nâci’nin Istılâhât-ı Edebiyye’sidir. Ahmet Paşa, klasik Arap belâgatı üzerinde yoğunlaşarak, Türkçe uygulaması açısından değerlendirmeler yapmıştır. Recâizâde Mahmut Ekrem, Batı retorik anlayışını Türk edebiyatına...

SERÇE İLE AVCI
Avcının biri bir gün bir serçe avlar, serçe dile gelerek avcıya “Bana ne yapmayı düşünüyorsun?” diye sorar. Avcı serçeye “ Seni kesip yiyeceğim.” cevabını verir. Bunun üzerine serçe avcıya “Vallahi, benim etim ne kahvaltılık olur, ne de karın doyurur. Fakat eğer beni salıverecek olursan sana üç şey öğretirim, onlar etimi yemekten daha çok işine yarar. Kabul edersen bu üç şeyin ilkini şimdi elinde iken, ikincisini elinden uçup karşıdaki ağaca konunca, üçüncüsünü de ağaçtan uçup önümüzdeki...

TÜRKÇENİN KAYBOLAN SESLERİ
Ünlü (vokal) bakımından çok fakir olan Arap alfabesiyle ünlüsü bol Türkçenin birlikteliği başından beri problemliydi. Şaşırtıcı olan, bu problemi giderme yolunda hemen hiç çalışma yapılmamış olmasıdır. Aynı alfabeyi kullanan öteki halklar, kendi dillerine has sesler için bazı işaretler kullanarak yeni harfler türettikleri halde, atalarımız böyle bir ihtiyaç hissetmemiş, Arapçada bulunmayan p, ç, j ve ñ ünsüzlerini (konsonant) ilâve etmek dışında, ıslahattan kaçınmışlardır. Doğrusu ben bu tuhaf...

HAYAL MEYAL ŞEYLER
Aşağıdaki örnek olayı unutamam hiç: “ Anne, çocuğuna ‘ gerçek ’, ‘rüya’ ve ‘ hayal ’ kavramlarını veriyor: Akşam evlerine girerken ‘Bak yavrum, evimize girişimiz ‘gerçek’, biraz sonra uyuduğunda göreceklerin ‘rüya’, babanın sana sınıfını geçtiğinde alacağını söylediği üç tekerli bisiklet de ‘hayal’dir .”

BİRLİKTEN CUMHURİYET DOĞAR
Milletçe, coşku ile, Türkiye’de ve dış temsilciliklerimizde törenlerle kutluyoruz/kutladık Cumhuriyet Bayramımızı. Büyük Önder Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla bir kez daha yad ediyoruz. Cumhuriyetin fikren, ilmen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar istediğinin farkındayız. Cumhuriyetin fazilet olduğunu da Cumhuriyet’in, bilhassa, kimsesizlerin kimsesi olduğunu da çok iyi biliyoruz. Yeni neslin en büyük cumhuriyetçilik dersini...

DİVAN EDEBİYATINDA MİLLİLEŞME EĞİLİMLERİ
Türk edebiyatında divan şiirinin ilk örnekleri 13. yüzyılın sonlarından başlayarak 19. yüzyıl başlarına kadar devam etmiştir. Türkistan ve Horasan Türk kültür havzaları ile Fars kültür merkezlerinin coğrafi yakınlığı iki millet arasında kültürel bağlar kurulmasına sebep olmuştur. Farsların uzun bir süre Türk egemenliği altında yaşamaları sanat etkileşimlerini de ortaya çıkarmıştır. Fars şiirinin kuruluşunda Türk kökenli şairlerin bulunması bu tarihi ve kültürel nedenlere dayanmaktadır.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN'IN FİNTEN'İ
Finten, Kanadalı güzel bir kadındır. Avustralya’da yaşayan Cross adında yaşlı; fakat çok zengin bir adamın karısıdır. Genç Finten, asıl sayılmadığı için Londra sosyetesi arasında bulunamamaktadır. Sevgilisi Lord Dick’le evlenirse bu amacına erişecektir. Bunun için, Hintli uşağı ve âşığı Davalaciro’yu ihtiyar kocasını öldürtmek üzere Avustralya’ya gönderir.

KİMİ (NİÇİN) AFFEDELİM
Nefret ve intikam hissi, bize büyük zarar(lar) verir. Affetmek, geçmişteki olumsuzlukların tesirinden kurtulmak, onların hayatımızı kontrol altında tutmasına son vermektir. Nefretin gittikçe arttığı günümüzde affetmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Affetmek bir süreçtir. Affetmek kolay değildir. Affetmek, olabildiğinden de cesur olmaktır. Affetmek insanı derinleştirir. Güçlüyken affetmenin, güçlüyü daha güçlü yaptığına şüphe yok. ‘ Affetmek, zaferin zekâtıdır. ’ demiyor mu sevgili...

ANADOLU MECMUASI
Cumhuriyet'in ilk yıllarında yayımlanan fikrî, ilmî ve edebî muhtevalı aylık dergi Nisan 1340-Mart 1341 (1924-1925) tarihleri arasında on iki sayı çıkan derginin imtiyaz sahibi Mehmed Halid (Bayrı), mesul müdürü ise Haydar Necip'tir. I. Dünya Savaşı'nın ardından imzalanan mütareke ile Türkiye'de mevcut II. Meşrutiyet ideolojileri fiilen iflâs edince, 1920’li yıllarda, bu ideolojilere bir nevi tepki olarak, Anadolu'yu Türk kültür ve medeniyetinin esas kaynağı kabul eden Anadoluculuk adıyla...

Türkçe’deki Vatan-I
Hünkar Hacı Bektaş; din adamı, mütefekkir, mutasavvıf ve bir Türk Milliyetçisi idi. Bu özellikleriyle insanların gönüllerini feth etti.Hacı Bektaş, Suluca Karahöyük'ü bir irfan mektebi hâline getirdi. Geleceğin birçok mutasavvıf ve bilginleri de burada yetişdi. Bunları çeşitli diyârlara gönderdi. Bunlardan Yunus Emre'nin hocası olan Taptuk Emre, Sarı Saltuk, Geyikli Ahmet Baba, Abdal Musa, Ahî Evren, yıllar sonra aynı gönül ırmağından su içen Balkan ülkelerinde büyük hizmetler gören Kızıl Deli...

TÜRKÇENİN MİSAFİRLERİ (GÜN OLUR DUVAR KONUŞUR)
Yaşamak başlı başına bir öğrenme sürecidir. Öğretirken de öğreniriz. Hele bir dili başka kültürden gelenlere aktarıyorsanız öğretme ve öğrenme bahisleri iç içe geçer. Zihninizin açık dikkatinizin keskin olduğu derslerde/zamanlarda bazen öyle öğretici sahneler yaşarsınız ki bunları üşenmeden kayıt altına alırsanız gelecek yılların ders notlarının bir kısmı kendiliğinden ajandanızda birikmeye başlar. Yabancı öğrenciler dilin inceliklerini anlamaya başladıktan sonra Türkçeyi onlara kültür...