Welcome to Edebi Medeniyet : Ebedi Medeniyet   Hoparlörü tıklayıp seçtiğiniz alanı dinleyebilirsiniz Welcome to Edebi Medeniyet : Ebedi Medeniyet Powered By GSpeech
Edebi Medeniyet 
Ebedi Medeniyet
Özcan TÜRKMEN">
(Okuma süresi: 2 - 3 dakika)
Bunu okudun 0%

hafiflik bela

hafiflik bela
Evet, evet; hafiflik gerçekten bela…

Sözde, davranışta, ilişkide … haddini bilmeyen, hepimizi zorlayan o kadar çok insan var ki.

O kadar çok insan var ki bir konuda bilgisi olmadığı halde kendini bilgili göstermeye çabalayan, bilgiçlik taslayan.

Kendini bilmeyen, burnu büyük, yüz buldukça astarını isteyen o kadar çok insan var ki.

Biz de böyleyiz belki. Farkında bile değiliz tenkit ettiğimiz durumun. 

Bizi uyaranlara kulak asmadığımızın bile farkında değiliz belki.

‘At ile yitişen eşeğin kıçı çıkar’ deyişimiz; makam, mevki, güç vb. olarak kendimizden büyüklerle yarışa girenin kaybedeceğini haber veriyor.

Kürek kadar/gibi dili olanların; her söze sert biçimde ve ileri geri saygısızca cevap verip ağzına geleni söyleyenlerin, haddini bilmeden konuşanların durumunun vahametini hepimiz, biliyoruz.

Mutluluğun bile haddini aştığında azap olduğunu bilmeyenimiz yok.

‘Sen bir dur, sen karışma, senin işin değil, haddini aşma, bu sana göre değil’ vb. uyarılarla karşılaşanların durumunu da hepimiz, biliyoruz.

Haddini bilmeden konuşanlar, konuşmaya devam edenler; pabuç kadar dili olanlar da çok yanımızda yöremizde.

‘Azıcık aşım ağrısız/kaygısız başım’ deyip bir köşeye çekilenler de var; küstahça işler yapan kimselere sert çıkışlar yaparak yetki sınırını aşmaması gerektiğini öğretenler, onlara haddini bildirenler de var çevremizde.

Her şeye her zaman her hâl ve şartta karışmak, haddimiz değil elbette ama hak edene haddini bildirmek gerekiyor. 

Fitne, fesat ile uğraşanlara; karışıklık çıkarmak isteyenlere; kendini bilmezlere; zulüm ve taşkınlık yaparak haddi aşanlara; bozgunculara ağzının payını vermek, haddini bildirmek gerek elbette.

Kişi iyi bir insan olmak için doğru ve âdil olmalı, kendini bilmelidir. 

Kendini bilmek; erdemli olmak, ölçülü olmak, yürekli olmaktır. Bunun için de bilgi gerekir. Bilginin olmadığı yerde ciddi bir bilgisizlik vardır. 

Gittikçe bozulan dünyamızda, gittikçe doyumsuzluğun arttığı hayatımızda kendimize yeni bir yön çizmek zamanıdır. 

Neyi bilmek, neyin izini sürmek durumunda olduğumuzu yeniden değerlendirmek zaruretimiz kaçınılmazdır.

Yusuf Has Hacib (1018-1069),’in Kutadgu Bilig (Saadet Veren Bilgi)’te belirttiği üzere ‘Başkasını bilen bilgili; kendini bilen akıllıdır.’

İşimize gelince küçüklerle (yardıma muhtaçlarla) işimize gelmeyince, menfaatimize uymayınca da büyüklerle (güçlülerle) bir arada olmayı istemediğimiz sürece bizi rahatsız etmek kimsenin haddi değil. Haddine düşmemiş kimsenin bizi rahatsız etmek.

Karşılıklı ilişkilerde haddi aşmanın; direnmenin, ayak diremenin, diretmenin, inatlaşmanın ‘Sen de sen ben de ben’ demenin bir anlamı yok.

Sözümüzü bilip pişirdikçe, ağzımız derip devşirdikçe; alçak yerdeki tepecik misali kendimizi dağ sanmadıkça rahat olalım. Rahat olalım ve bu konuda Hacı Bektaş Veli’ye kulak verelim bakalım o ne diyor:

“Sen seni bilirsen yüzün Hüdâ'dır

Sen seni bilmezsen Hakk senden cüdadır.” 

[Yaşı benim gibi yaklaşmış olanlara da bir küçük uyarı: (Peygamber efendimiz (SAV)'ın 63 yaşında vefatından sebeple 63 yaşını geçmiş büyüklerimiz yaşları sorulduğunda 'Haddi aştık' derlerdi.)]

Hafif olup başımıza belâ da almayalım, başkasının başına belâ da olmayalım n’olur.

Haddi aşma konusunda anonim bir kıssa ile bitirelim bugün de:

“Sergiyi gezenlerden biri, büyük bir şövalye tablosu önünde kendi kendine konuşmaktadır. Yakınlaşıp uzaklaşarak, başına eğip kaldırarak tabloyu çeşitli yönlerde inceleyen bu adam, ressamın dikkatini çeker. Adamın yanına gelen ressam, merakla sorar: ‘Tablo ile çok ilgilendiğinizi görüyorum. Acaba bir şeyler ister misiniz?’ ‘Evet’ der adam. ‘Şövalyenin çizmesindeki körük kıvrımlarında hatalar var.’ Çok şaşırır ressam. ‘Nasıl anladınız?’ der. Adam güler bilgiç bilgiç... ‘Benim işim bu. Ben çizme dikerim. İsterseniz nasıl olması gerektiğini size anlatayım.’ Ressam, pek az ressamın yapacağı bir şeyi yapıp tuvalini ve boyalarını getirerek çizmecinin tarif ettiği gibi körük kıvrımlarını düzeltir. Bakar ki adam, tablonun önünden ayrılmıyor. Yine dudak büküp incelemeyi sürdürüyor. Biraz canı sıkılır. ‘Bir şey mi var?’ der. ‘Evet’ der adam. ‘Şövalyenin pantolonu ile kemerinde de hata var.’ Ressam dayanamaz. ‘Siz çizmecisiniz. Çizmeden yukarı çıkmayın.’ der.”

Comments powered by CComment

About the Author

Özcan TÜRKMEN

More articles from this author

“NEVÂÎ TARZI”NDA KUŞLARLA YOLCULUK
Aşkın lisanıdır kuş dili. Manayı gizlemek için aşksızlardan, kuşlarda sır olmuştur. Yedi gök altında, yedi deniz üstünde yedi vadiyi aşmak ve Kaf dağına ulaşmak için çırpınanların dilidir. Peki bu maceraya “talip” olan kuşların içinde hangisidir ruhumuz? Ten kafesimizin içindeki can kuşu; talibi...
TARİH GEZGİNİ-24: GASPIRALI’NIN GÖZÜYLE “YENİ YIL BAYRAMI”
Yılbaşını bilmem ama her yılın sonunda çocukluğumdan beri süregelen “Yılbaşı kutlanmalı mı, kutlanmamalı mı?” tartışmalarının ülkemizde bir gelenek hâline geldiğini söyleyebilirim. Şayet Gaspıralı İsmail Bey’e kulak vereceksek bu tartışmanın bir tarafı olmaktan ziyade -evvela- bütün ön...
OKYANUSTAN GELEN SES
Bir pazartesi  günüydü. Dersteydim. Planlamış olduğum konser repertuarımın eserlerinden  birini  seslendiriyorduk. Makam Rast idi . 
BURSA’DA BEN: ÇOCUK NARKİSSOS ve YAŞLIı DİONYSOS
Bursa’nın, benim çocukluğuma bellek mekânı olarak yerleşmesinin tarihi, 1940’lardır. 1939’da babam Yahya Hikmet Yavuz’un, Orhangazi kaymakamlığına atandığında üç yaşımı yeni sürüyordum. Bütün bir İkinci Dünya Savaşı boyunca orada kaldığımız için, evin ‘dışarısı’ olarak tanıdığım ilk mekân,...
KÖYÜMDEN... GÖNLÜMDEN... (Aşık Cemal Divani)
Aşık Cemal Divani. Cemal Divani Erzurum'lu. Oltu'nun Duralar Köyünden. Köylüsü Aşık Mevlüt İhsani'nin çırağı. Cemal Divani günümüzün en iyi aşıklarından birisi. Aşıklar için şöyle diyor;
DERYÂYI SİM İÇİNDE ZÜMRÜT GERDANLIK
Bâb-ı Hümâyun… Sultan Üçüncü Ahmet Hân, güzel yüzünü ve mercan mevceli gözlerini annesi Râbia Gülnûş Emetullah Sultan’dan mı almış? Öyle olmasa ikindi güneşinin bu solgun saatinde varlığın orta yerinde dehrin gözleri gibi parlar mı bu çeşme? Asırlardır ebediyete akan bu sebil,...
prev
next

Bu yazımızda doğa ile insan ilişkisine kısaca değineceğiz. İlk önce şunu soralım: Doğa insana zarar verir mi? Tabii ki veriyor. Depremleri, toprak kaymalarını, okyanusun dev dalgalarını, tayfunları, yıldırım çarpmasını, yılan ve akrep gibi zehirli hayvanları akla getirdiğimizde doğanın biz insanlara ölümcül zararlar verdiğini inkâr edemiyoruz. Fakat bütün bunlar doğal zararlardır. Bütün bu zararlar doğa yasaları içinde vuku bulan olgulardır. Bu zararların hiçbiri doğanın dışındaki bir itkiyle...

‘İnsanın hataya düşüp utanılacak şeyler yapmasını önleyen, yerinde ve ölçülü davranmasını sağlayan meleke, söz ve davranışlardaki ölçülülüğe; her hususta haddini bilip sınırı aşmamaya; terbiye, nezaket ve zarafete’, kısaca ‘Toplum töresine uygun davranmaya’, ‘İyi ahlak, incelik, terbiyeye ’ genel anlamda ‘edeb’ deniyor. Tasavvufta ‘Daima Allah’ın huzurunda olduğunu bilerek bu huzurun gerektirdiği şekilde davranma; kâinatta Allah’ın birliğini görerek bütün yaratılmışlara karşı saygılı olma’, ‘...

Türk edebiyatına en iyi romanlarını vermiş olan Halide Edip, şimdi de yurt dışından mecmualarımıza ara sıra yazdığı fıkralar ve yaptığı yeni neşriyatla yeni Türkiye'nin en güzel fikir ve sanat örneklerini de vermekte devam ediyor. Her şeyden evvel bir sanat ve fikir mecmuası olan Yücel, onun yeni sanat cereyanlarımız ve telâkkilerimiz hakkındaki düşüncelerini öğrenmeyi istiyordu. Arkadaşımız Vedat Günyol, kendisi ile Paris'te bir konuşma yapmıştır. Birçok noktalarında bizim görüşlerimizi...

Kubbealtı Lugatında gelenek:’’ Asırlar boyunca nesilden nesile geçerek gelen ve bir topluluğun fertleri arasında sağlam bir bağ, ortak bir ruh meydana getiren her türlü âdet, alışkanlık, davranış biçimi ve kültürel değerler, örf, an’ane.’’ olarak açıklanmıştır. Bu açıklamaya göre geleneğin; tarihi, kültürel ve sosyolojik yönleri bulunmaktadır. Bazı değerlendirmelerde geleneğin ‘’eski’’, bunun yerine konulan modernliğin ise ‘’yeni’’ biçiminde izahları bulunmaktadır. Eski olan kötü, yeni olan...

Anadolu Danişmendli Beyliğini kuran Melik Danişmend neslinden olduğu bilinen İsmail Hami Danişmend, 1889 yılında Merzifon’da doğmuştur. Babası Cebel-i Garbî mutasarrıflarından Emir Mehmet Kâmil Bey, annesi Melek Hanım’dır. Babasının Emir Danişmend Ahmet Gazi soyundan olduğu belirtilmektedir. Orta eğitimini Özel Şam idadîsinde tamamladıktan sonra, İstanbul’da Mekteb-i Mülkiye’ye girmiş, bu okuldan da Temmuz 1912’de mezun olmuştur.

Dün (23.10.2019) bir telefon geldi baktım arayan Özer Ravanoğlu Ağabey. "Eskişehir'e geldim, az sonra Bursa'ya gideceğim, asker arkadaşlarımı ziyaret ediyorum" dedi. Özer Ağabey benim üniversite yıllarında Adana'dan tanıdığım bir ağabeyim. Yaşı seksenin üzerinde ve otuz yıla yakın bir zamanını Türkistan'da geçirdi. Özer Ravanoğlu Ağabey'in iki kitabı var; Doğudan Batıdan Hikayeler ve Türkistan'da geçirdiği yirmi beş yılını anlattığı Tanrı Dağı'nın Gözyaşları. "Bu coğrafyaya geldikten sonra en...

Develi'li (Everek'li) Seyrani'nin doğum tarihi kesin değildir. 1800 veya 1807 yılında doğduğuna dair kayıtlar vardır. Bugün Kayseri ilinin ilçesi olan, o yıllarda Everek adıyla bilinen Develi'de doğmuştur. Asıl adı Mehmet'tir. Seyrânî mahlasını almasıyla ilgili olarak iki görüş ileriye sürülmüştür: 1. Bir gün camide sabah ezanı okunurken, Mehmet de kandil yakmaya çalışmaktadır. Bu sırada pirler Mehmet'e bade içirmişler ve bu olayla o, Seyrânî mahlasını almıştır. 2. Bir gece, imam olan babası...

Temel bir düşünme alanı olarak felsefenin diğer dsiplinlerle olan ilişkisi her dönem tartışılagelmiştir. Çünkü felsefeyi bu alanlardan birine indirgemeden ya da bu alanları felsefenin nesnesi yapmadan bir ilişki kurmak çoğu zaman mümkün olmamıştır. Örneğin, kimi dönemlerde felsefe dine, sanata ya da bilime tâbi hale getirilmeye çalışıldığı gibi kimi zamanda sanat, din ya da bilim, felsefi sansüre maruz kalmıştır. Felsefe-sanat ilişkisi bunlardan belki de en problematik olanıdır. Sanatta da...

“Ağaçlar Kökünden güç alır. Dünyada Her şeyin kökü var. Kökü var Toprağın, taşın da... İnsansa kökünü Gezdirir başında.” Türk dünyasının değerlerinden olan Bahtiyar Vahapzade veciz bir şekilde “köklerimizin” önemini vurgular şiirinde. Ancak burada “insan” olmakla olmamak arasındaki ince ve keskin çizgiyi de görmek gerekir. Dünyadaki her şey gibi insan da kökünden güç alır. Yalnız insanın kökü başındadır. Yani kökünü başında gezdirene insan denir, şeklinde bir çıkarımda bulunmak da mümkündür...

GİRİŞ Her gerçek şair, “ses”in peşinden gider. Şair için dil, bir anlam unsuru olduğu kadar da âhenk unsurudur. “...Verlaine gibi, şiirde âhengi, birinci dereceye yükseltmek istemesek bile, ona, hiç olmazsa mâna kadar yer vermek mecburiyetindeyiz.” 1 Çünkü şiir, anlam yönü ne derece önemli olursa olsun, dilin mûsıkî imkânlarının iyi kullanılmasından doğar. Bu sebeple de şiire dair her değerlendirmede, âhenk, önemli bir şi’riyet unsuru olarak ele alınır. 2 Şiir, mûsıkînin kendisi değilse de,...

-Bursa'da İkinci Zaman- Şehir, kendisiyle konuşması bilene çok şey anlatır. Tophane sırtlarından şehre bakanların farkında olmasa da o neftî buhur içinde seyrettikleri ikinci bir zaman vardır. İsa’dan önce 1300’ler, Prusa’nın elmas kalbi İnkaya’dan çıkan köfeki taşlarının kollarıyla şehri sarıp sarmaladığı yıllardır.

“Çoktan unuturdum ben seni çoktan Ah bu şarkıların gözü kör olsun.” Şahin Çandır Dizlerimi karnıma kadar çekmişim. Öyle bir çekmişim ki her bir kasım nereye bağlı olduğunu unutmuş gibi. Dolabın aynasından kendimi görüyorum. Benimle onun arasındaki yedi farkı bulmaya mecalim yok. Saçlarım perişan, ağzımdan salya akmış, gözlerim çapak dolu. Çiçekli pijamam kim bilir kaç gündür üzerimde. Rüyadan uyanmışım, uyusam devamını görür müyüm.?

Kırmızı Kitaplar

Ötüken Yış
GÜNEŞLİ BİR NÎSAN GÜNÜ
Turgut GÜLER
Türk Felsefesi
Kırmızı Yazılar
GÜN BATIMI
ERMENİ TEHCİRİ SIRASINDA SAĞLIK SORUNLARINA KARŞI ALINAN TEDİRLER VE UYGULAMALAR
GURBET YOLU

Yayınlar

TÜRK EDEBİYATINDA ANLAMIN MERTEBELERİ KAVRAMLAR-EDEBÎ TÜRLER-BAZI ESERLER Bu araştırmanın en önemli amaçlarından biri edebî eserin dünyasına girmeye mâni olan endişelerden mümkün olduğu kadar uzak bir şekilde onların günümüze taşıdığı mesajı anlamaya çalışmaktır.
Gönlümden... Ufuklar Ardı Bizim Babamın ezberinde bir çok şiir vardı. Okuduğu güzel sözleri, şiirleri, kıssaları hemen kısa kısa not ederdi. Bir...
Şeyh Edebâlî’nin Osman Gâzî Beğ’in Düşünü Yormasıdır:  “Kara Osman Beğ’imizin atası hörmetli Ertuğrul Gâzî, geçen gün yanına Dursun Fakı ile Samsa...
Yazar         : Prof. Dr. Emine YENİTERZİ Yayınevi        : Selçuklu Belediyesi...
e – KİTAP Yazar : Suzan ÇATALOLUK Sayfa sayısı :139Yayın Numarası: 20e - Yayın Numarası: 6Hikaye serisi : 3Yayın Tarihi: Kasım...
Avrupa Birliği çerçevesi içinde oluşturulmaya çalışılan “Avrupalı kimliği” bir inşa çalışmasıdır. Kuzeydoğuda Ruslar Avrasyacılık ile başat iradenin Ruslardan...

Biyografi

Menâkıb-ı Mustafa Safî müellifi Derviş İbrahim Hilmî Bey’in kendisinden üç yaş küçük olan kardeşi Muhammed Zühdî Bey, Boluludur ve Mudurnulu Halil Rahmî Efendi’nin halifelerindendir. Kendilerinin doğum tarihi bilinmemektedir. Mezarında H. 1276 (M. 1859) senesinde vefat ettiği kayıtlıdır. Bugün...
Yahya Kemal Beyatlı, kendi kuşağına ve daha sonraki kuşaklara mensup birçok şairi yazarı ve kültür adamını etkilemiş bir şairdir. Onun meydana getirdiği etki...
Makedon isyancılar Cemile'nin annesini, babasını katlediyor. Henüz beş yaşındaki Cemile'yi de süngülemişler, öldü diye bırakmışlar. Saatler sonra Osmanlı...
Sanatçı ve Devlet Adamı Gece on buçuk sularında kapısı çalınıyor Alaeddin Bey'in, kapıda polisler. Cumhurbaşkanı Celal Bayar hanım öğretmenler için...
Alaeddin Bey 19 Kasım 1994 de Harbiye Kültür Konser Salonunda hicaz bir şarkı okuyor. "Kimseyi böyle perîşân etme Allâh'ım yeter, Uyku tutmaz, bir...
Alaeddin Yavaşça 1945 yılında İstanbul Erkek Lisesini birincilikle bitirir ve tıp fakültesi imtihanlarını kazanır, tıp tahsiline başlar. Son sınıfta...

Şiir

Geçen ay, kitabevlerinin raflarında kendine has kokusuyla, rengiyle, sesiyle arzı endam eden bir şiir kitabı; baharın kelebekleri, portakal çiçekleri, Arap bülbülleri gibi Çukurova’ya inip bizim fakirhânenin de kapısını çalıverdi. “Ufuklar Ardı Bizim” diyerek gelen Ötüken menşeli bu kitabın...
Ahmet Muhip Dıranas modern Türk edebiyatında hece şiirini Necip Fazıl ve Ziya Osman'la birlikte en iyi temsil eden şairlerden biridir. Hece şiiri...
Bekir Sıtkı Erdoğan (d. 1936), Karaman doğumludur. Asker olmanın şi­irine kattığı zengin bir doğa kültürüne sahiptir. Cumhuriyetimizin 50. Yıl...
Behçet Necatigil'in kısacık uzun hayatına bakanlar, onun okuldan eve, evden şiire gittiğini görürler. Yaşamına, ailesinin tanıklığına, mektuplarına,...
Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin?             Şâir! Hangi şâir? “Şâir değildir” diye...
Mehmet İsmail’in “Ağaçdelen” Şiirini Yeniden Yazma Denemesi: Göy Gapımı Ağaçdelen Döy De Bax! -Türk Dünyasının gururu Prof. Dr. Mehmet İsmail’e sekseninci...

Öykü Roman Masal

“(…) kendime erkek ve kadın hizmetkârlar edindim,  kendi evimde doğan hizmetkârlarım oldu, ayrıca                                                      ...
Kültür kelimesi insan faaliyetlerinin en incelikli olanlarına verilen ad olarak ifade edilmektedir (Eagleton, 2016, s. 9). Bu kavram, Klemm tarafından...
Türk edebiyatının daima ağır basan kefesi, Türklüğün ortak değeri Dede Korkut Hikâyeleri; mitoloji, tarih, sosyoloji ve kültür gibi alanlarda kaynak...
1. EDEBÎ METİNLERİN FİLME AKTARILMA SÜRECİ İlk edebi eserler bilindiği gibi çok eskiye dayanmaktadır. Buna örnek olarak taş üzerine oyularak yazılan...
Balkanlarda 500 yıldan fazla hüküm sürüp bünyesinde onlarca etnik azınlığı barındıran Osmanlı Devleti, batılı sömürgeci devletlerin de çabalarıyla...
Sevinç Çokum, ilk romanlarında ‘millî kültür ve millî bilinç’ etrafında çeşitli meseleleri konu alır. Son romanlarında ise ferdin etrafındaki kültürel dünyayı...

Mülâkat/Söyleşi

Önünüzde tarihi bir kapı var ve siz bu kapıyı elinizde avuç alanınızı aşan bir usta elinde düğülmüş bir açar ile sözün kapısını açtığınızda gelenek ve şiir üzerine döşediğiniz, ruh ve gönül işçiliği ile süslediğiniz şiir otağı nasıl meydana geldi? Soruyu daha çok şiir ve gelenek bağlamında...
Kadıköy'deki Gençlik Kitabevi'nde 11 Nisan 1987 günü düzenlenen toplantıda konuk Necati Cumalı'ydı. Soruları yanıtlayan Cumalı, kadınların daha gerçekçi ve...
Şair Figen Özer, İstanbul Yazarlar Birliği Salonunda Şiirseverlerle Buluştu:  "Kalemin Ucundan Gönül Burcuna" Dr. Özlem Güngör Haberi: Yazarlar...
Türk edebiyatına en iyi romanlarını vermiş olan Halide Edip, şimdi de yurt dışından mecmualarımıza ara sıra yazdığı fıkralar ve yaptığı yeni neşriyatla yeni...
Konya’nın Seydişehir ilçesinde ressam olarak tanınan Fatma Kırdar’ın ünü gün geçtikçe yaşadığı şehrin dışına taşarak Ülke geneline yayılmış. Genç yaşta eşini...
Konuşan: Selçuk KARAKILIÇ Öncelikle, morfolojik özellikleri incelendiğinde türkünün yüzyıllar öncesinden toplayıp getirdiği anlam yekûnunu nasıl bir...
İrfan Meclisi
İrfan Meclisi
Tarih Gezgini
Tarih Gezgini
İrfan Meclisi
İrfan Meclisi
Edebiyat Sohbetleri
Edebiyat Sohbetleri
Pazar Okumaları
Pazar Okumaları
Gökçe Kızın Dünyası
Gökçe Kızın Dünyası

digertumyazilar

Yılbaşını bilmem ama her yılın sonunda çocukluğumdan beri süregelen “Yılbaşı kutlanmalı mı, kutlanmamalı mı?” tartışmalarının ülkemizde bir gelenek hâline geldiğini...
Alaeddin Bey 19 Kasım 1994 de Harbiye Kültür Konser Salonunda hicaz bir şarkı okuyor. "Kimseyi böyle perîşân etme Allâh'ım yeter, Uyku tutmaz, bir ümit yok, gelmiyor hiçbir...
Menâkıb-ı Mustafa Safî müellifi Derviş İbrahim Hilmî Bey’in kendisinden üç yaş küçük olan kardeşi Muhammed Zühdî Bey, Boluludur ve Mudurnulu Halil Rahmî Efendi’nin...
Sanatçı ve Devlet Adamı Gece on buçuk sularında kapısı çalınıyor Alaeddin Bey'in, kapıda polisler. Cumhurbaşkanı Celal Bayar hanım öğretmenler için bir yemek vermiş. Sohbet...
Türk edebiyatının daima ağır basan kefesi, Türklüğün ortak değeri Dede Korkut Hikâyeleri; mitoloji, tarih, sosyoloji ve kültür gibi alanlarda kaynak durumundadır. İçeriğinin...
Alaeddin Yavaşça emanetini teslim etti. Beşiktaş'taki Yahya Efendi Türbesi Haziresi'ne defnedildi. Yahya Kemal diyordu ya "Kökü mazide olan atiyim" diye. Tam Alaeddin Yavaşça...
Alaeddin Yavaşça 1945 yılında İstanbul Erkek Lisesini birincilikle bitirir ve tıp fakültesi imtihanlarını kazanır, tıp tahsiline başlar. Son sınıfta bir fasıl toplantısındadır....
Mehmet Kaplan, üniversitelerde, sanat, edebiyat ve kültür çevrelerinde tanınmış bir edebiyat araştırmacısı; eleştirmen, denemeci, “müşfik ve müşvik bir hoca”, kültür adamı,...
Yahya Kemal Beyatlı, kendi kuşağına ve daha sonraki kuşaklara mensup birçok şairi yazarı ve kültür adamını etkilemiş bir şairdir. Onun meydana getirdiği etki ve bıraktığı iz,...
Türk illeri dünyanın en eski illerinden olarak, dört bin yıla yakın keçmişl a rind a Asya, Afrika ve Avrupa qitelerine yayılmışlar ve oralarda büyük millet ve devletler...
Makedon isyancılar Cemile'nin annesini, babasını katlediyor. Henüz beş yaşındaki Cemile'yi de süngülemişler, öldü diye bırakmışlar. Saatler sonra Osmanlı askeri bulmuş,...
"Bugün dünya birbirine zıt iki yere parçalanmıştır: zalimler ve mazlumlar. Niçin bu insanlardan birisi parasının gücü ile sanat öğrensin, eğitim alabilsin; diğeri ise bütün...
“Tarihî çeşmeler zamanın gözleridir. Geçmişten geleceğe bakarlar. Hiç ummadığınız bir köşe başında bile tarihin şahitleri olarak karşınıza dikilirler. Siz önünden geçip...
Bu iddialı sözün altında “Nâşir ve Muharrir İsmail Gasprinski” imzası var. Yani Türk dünyasının “dilde, fikirde, işte” birliğine hayatını vakfetmiş Gaspıralı İsmail Bey’in imzası…
Türk dünyası edebiyatlarının önemli bir parçasını teşkil eden Özbek edebiyatı, Özbekistan’ın bağımsızlığa kavuşmasıyla birlikte, kendine özgü metotlar geliştirerek dünya...
Hoparlörü tıklayıp seçtiğiniz alanı dinleyebilirsiniz Powered By GSpeech