Welcome to Edebi Medeniyet : Ebedi Medeniyet   Hoparlörü tıklayıp seçtiğiniz alanı dinleyebilirsiniz Welcome to Edebi Medeniyet : Ebedi Medeniyet Powered By GSpeech
(Okuma süresi: 3 - 5 dakika)
Bunu okudun 0%

halide edip

halide edip
Türk edebiyatına en iyi romanlarını vermiş olan Halide Edip, şimdi de yurt dışından mecmualarımıza ara sıra yazdığı fıkralar ve yaptığı yeni neşriyatla yeni Türkiye'nin en güzel fikir ve sanat örneklerini de vermekte devam ediyor. Her şeyden evvel bir sanat ve fikir mecmuası olan Yücel, onun yeni sanat cereyanlarımız ve telâkkilerimiz hakkındaki düşüncelerini öğrenmeyi istiyordu. Arkadaşımız Vedat Günyol, kendisi ile Paris'te bir konuşma yapmıştır. Birçok noktalarında bizim görüşlerimizi hakkıyla tebarüz ettiren ve tecrübeli bir sanatkârın yeni nesle en candan tavsiyelerini ihtiva eden bu cevaplar, bir vakitler memleket münevverleri arasında açtığımız anketin biraz geç kalmış çok kıymetli bir karşılığı olarak da telâkki olunabilir.


Dünyanın son sanat telâkkileri ve bunlara taraftar olup olmadığınız? (Sanatın hizmete alınması, rejimlerin emrinde çalıştırılması sistemi).

- Sanatın telâkkilerinin başına son yerine muasır sıfatınızı koysanız daha iyi olur zannındayım. Çünkü bize yeni görünen telâkkiler başka isim ve kıyafetle sanatta hakim olmuş telâkkilerdir. Suallerinizde telâkkiler dedikten sonra bunlardan bir tanesi için, yani “sanatın hizmete alınması, rejimlerin emrinde çalıştırılması sistemi” hakkında fikrimi soruyorsunuz.

Rejim kelimesini iman yahut ideolojiye tebdil ederseniz taraftarım. Daha doğrusu aleyhtar değilim. Fakat bu yeni telakki değildir. Hıristiyan ideolojisini sanat ve fikriyatta hâkim kılan kuvvetli bir Garp devri olduğu gibi, İslamiyet, Budizm vesair din ideolojilerini Şark'ın sanatında ve fikir hayatında hâkim kılan devirler olmuştur. Onların yerini son zamanlarda birtakım siyasi ve iktisadi “izm"ler almıştır.

Herhangi "izm"in hedefi geniş mânası ile insaniyetin saadeti ise, tabiî olarak onun sanatta ve fikriyatta tesiri kuvvetli ve şamil (kapsayıcı) oluyor. Fakat herhangi "izm” bir tek sınıf yahut milleti bütün dünyanın sırtına bindirip alemi kendi hesabına istismar etmek, bütün mütefekkir ve sanatkârları seferber edip kendi türküsünü çağırtmak isterse, ona şiddetle aleyhtarım.

Sanatkâr kanaatten doğan bir imanla, herhangi mevzua ve fikre can verebilir. Bazen aleyhinde olduğum bir fikrin bile, bu şartla yarattığı sanat eserini lezzetle okuduğum vakidir.

Rejimin şu yahut bu ideolojiyi, teşvik ve himaye etmeleri de tabiîdir. Fakat teşvik inhisar şekline girerse, sanat ve fikriyat derhal fabrikadan çıkmış seri halinde çanak ve çömleğe benziyor. Bu zihniyetin hâkim olduğu yerde kuvvetli bir propaganda edebiyatı doğmuyor değil. Fakat bu, ne büyük mânası ile millî oluyor ne de beynelmilel bir mevki alıyor. Bunların ömrü umumiyetle duvar ilanları kadar kısa oluyor.

Genç neslin eserlerinde his ve fikir yeniliği buluyor musunuz?

- Bugünkü nesli eskisinden daha geniş ve mütenevvi bir dünya harsı tesiri altında görüyorum. Eskiden bizde yalnız Fransız tesiri hâkimdi. Son yirmi senedir Rus, Alman, Amerikan hatta İngiliz tesiri çoğalıyor; Rusya, Almanya hatta Amerika'dan gelen cereyanların bazıları birbirine zıt ve sayısı fazla olduğu için, gençler umumiyetle intihap (seçme) hususunda biraz şaşırmış gibi görünüyorlar ve ekseriyetle “çabuk vasıl olmak” emeli onlara hiçbir cereyanı esaslı tetkike zaman vermiyor. Zaman ve çalışmak unsurlarını ihmal etmek, bugünkü edebiyata her zamandan fazla sathî bir sima vermiştir. Bununla beraber, son senelerde tebellür eden (beliren) birkaç kuvvetli unsur var ki bunları derin bir alâka ile takip ediyorum.

Edebiyatımızda birkaç klik var
Edebiyatımız yeni veche (yön) almış mıdır?

- Şimdiye kadar okuduğum yeni nesil yazıcıları bana, edebiyatımızın muayyen bir veche aldığını hissettirmiyor. Birkaç klik var, fakat ekseriyeti krizalit halinde. Fakat benim en büyük dileğim edebiyatımızın tek cephesi olmamasıdır. Büyük edebiyatlar büyük milletler gibi tenevvü (çeşitlilik) içinde ahenge vasıl olanlardır.

Gençlerin eserlerini takip imkânını buluyor musunuz?

- Şöhret almışlarını ailem gönderiyor. Bazen de kendileri gönderiyor. Elime geçenleri dikkatle okuyorum.

Bunlar içinde beğendikleriniz var mı?

- Var, biraz daha tetkikten sonra ileride onlardan Yedigün'de bahsedeceğim.

Edebiyata bir tez girmiş midir?

- Edebiyatımızda tez ve ütopyaya dair yaptığım araştırmalar henüz beni vazıh (belli) bir neticeye vardırmadığı için bu meseleden bahsedemem.

Beynelmilel bir edebiyata nasıl, hangi şartlar altında malik olabiliriz. Bu sahaya girebilmemiz için neler lazımdır?

- Siz beni bir üniversite profesörü gibi konuşturmak istiyorsunuz. Halbuki ben ömrünün sonuna kadar talebe zihniyeti taşıyacak olan derbeder bir fikir ve sanat adamıyım. Bu suallere dair hususi düşüncelerimi bile burada söylemek fazla yer alır. Mamafih bu mevzuu ileride münakaşa edeceğim.

Bugünün genç sanatkârlarından ne bekliyorsunuz?

- Genç meslektaşlara her şeyden evvel, beynelmilel edebiyatın nasıl ve hangi şerait (koşullar) altında doğduğunu tetkik etmelerini tavsiye edeceğim. Fakat yalnız kitaptan ve maziden değil. Büyük hars (kültür) memleketlerinde sanat ve fikriyata karşı alınan vaziyetleri göz önünde tutmalarını da ayrıca tavsiye edeceğim.

Memlekette büyük bir tercüme gayreti var. Bu hareketi nasıl karşılıyorsunuz?

- Bu da henüz hazırlamakta olduğum mevzular arasındadır. İleride bahsedeceğim.

Edebiyatımızın eski örnekleri
acilen yayımlanmalı yoksa unutulur
Yeni eserlerinizi eski eserlerinizden çok ayrı buluyoruz. Sanat telâkkilerinizde ne gibi değişiklikler olmuştur. Eserleriniz içinde en çok hangisi beğeniyorsunuz?

- Bu sualleri bana lütfen on sene sonra sorunuz.

Ciddi bir külliyatı âsar (eserler dizisi) nasıl hazırlanabilir?

-Bu sual muasır (çağdaş) yahut eski, yerli yahut ecnebi (yabancı) eserlere göre dört mühim kola ayrılabilir. Bunun muhtelif mekteplere ve kanaatlere mensup başlıca mütefekkir ve sanatkârlarımızdan müteşekkil bir heyete havale edilmesini faydalı bulurum. Bu heyette tercüme edilecek lisanların büyük ve klâsik eserlerini tespit için ecnebi mütehassısların (uzmanların) da bulunması iyi olur zannındayım. Yerli edebiyatın bilhassa eski tarafı beş on sene zarfında yapılması lâzımdır. Çünkü bir nesil daha geçerse, eski edebiyatımızın henüz tanınmamış büyük eserlerini anlayabilecek değil hatta okuyabilecek kimse kalmayacaktır.

(Vedat Günyol / Mart 1938 / Yücel Dergisi)

Comments powered by CComment

More articles from this author

Hoparlörü tıklayıp seçtiğiniz alanı dinleyebilirsiniz Powered By GSpeech